top of page

Rize Camii

"Rize Mavişehir" projesi içinde yer alan  MODERN-KLASİK  ÜSLUP İLE İNŞA EDİLECEK CAMİ  ile ilgili teknik izahat.

Erkan İnce  Mimar İTÜ   (  Proje no 44  )

 

 

Bu proje , Rize Belediyesi’nin ‘10 Numara Projeler’ kapsamında 5. sırada yer alan Rize Sahil Düzenlemeleri Projesi  için hazırlanmıştır. Konsept proje, Rize Sahil Düzenlemeleri Projesi içinde bir bölümü kapsamakta olup, bu bölümü tanımlamak için Rize Sahil Külliyesi ismi kullanılmıştır. Konsept projede aşağıdaki ana prensipler belirlenmiştir.:

1- Tema   : Milli ve Yöresel Mimari, Kültürel Kimlik

2- Düstur  : Binyıllara Hitap Etmek

3- Üslup    : Modern - Klasik

4- Menfi Düsturlar

5-Tezyinat

1-Tema   : Milli ve Yöresel Mimari, Kültürel Kimlik

Milletler soylulukları ve kültürel değerleri ile kimlik kazanırlar ve bu kimlikleri ile itibarlı olurlar. Şehirler de öyle. Oysa bizler son 50-60 yılda körü körüne batı hayranlığı ile kimliksiz yapıları modernlik zannederek, hayran olunan şehirlerimizin kimliklerini bozduk ve dünyanın en kötü şehirlerini yarattık. Şimdi bunun yeni yeni farkında oluyoruz.

Biraz  geç ve zor olmasına rağmen,  artık bu kötü şehirlerimizi yeniden yapılandırmak ve onlara eski kimliklerini kazandırmak elzem hale gelmiştir.

Bu yeniden yapılandırmada  KİMLİKLİ SEMBOL BİNALARIN şehirlerimizin yeniden kimlik kazanmasına yön vereceği açıktır.

Bu nedenle, bu projede " Yöresel Mimari ve Kültürel Kimlik"  tema olarak seçilmiştir. Sahil Külliyesi , Rize’nin  yöresel mimarisi ile milli mimari  birlikte yorumlanarak tasarlanacak, betonarme kullanılmayacak, geleneksel yapı malzemelerimiz olan Horasan Harcı, masif taş ve ahşap kullanılacaktır.

Revaklı çarşılarda Rize’nin öz değerleri yaşatılacaktır.

 

Sahil Külliyesinde Cami etrafında yer alan REVAKLI ÇARŞILAR  , Rize’nin  yöresel mimari tekniği olan ‘GÖZ DOLGU’ sistemi ile ancak görünüşü benzetilerek değil, eskisinin aynı geleneksel yöntem ile buna mukabil,  daha gelişmiş modern doğal malzemeler ile mesela  Fingerjoint Gluelam teknolojisi ile dayanıklılığı arttırılmış ahşap ile ve masif taşlar ise ocaktan el ile çıkartmak yerine günümüz imkanları ile ocaktan tel kesme yöntemi ile blok halinde çıkartılarak inşa edilecektir.

 

2-Düstur   : Binyıllara Hitap Etmek

 

Evliya Çelebi, Süleymaniye Camii’ni anlatırken, altın çağın kalite anlayışını şöyle anlatır : "Demirci ustası Davudi sanat gösterüp öyle örs vurmuş ki, bu zamana kadar cilasına bir zerre toz tesir etmeyüp puladı nahçevani gibi parlak pencerelerdir." Evliya Çelebi bu ifadesiyle şunu demektedir: Mimar Sinan öyle kaliteli bir iş yapmış ki, mesela pencereler altın sikke kalıbında kullanılan Nahçıvan Çeliği ( pulad-ı nahçıvani) gibi sağlam ve parlaktır.

 

İşte, klasik dönemin kalite anlayışına uygun olarak GELENEKSEL SİSTEME GERİ DÖNDÜK AMA ONU GÜNÜMÜZ TEKNOLOJİSİ İLE İLERİ TAŞIDIK. Caminin alt yarısı masif çift cidarlı doğal taş ve horasan harcı ile, üst yarısı ise lamine ahşap ile inşa edilecektir. Bu şekilde bina kuş gibi hafif, pulad-ı nahçevani gibi sağlam olup binyıllara hitabedecektir.

 

Rize Sahil Külliyesi’nde düsturumuz bin yıllara hitap etmektir ve , bu ancak binlerce yıl dayanan malzemeler ile mümkündür. Bunlar da doğal taş ve horasan harcıdır.

 

Doğal taş: 

Doğal taşın ömrü binyıllarla ölçülür.Ülkemizde doğal taş bol ve ucuzdur.Son yıllarda yeni  teknoloji ile kolayca üretilmektedir.

Horasan Harcı:

Horasan harcı, betonun aksine yıllar geçtikçe sağlamlaşır. Binyıllar önceden gelen horasan harcı ile inşa edilmiş yapılar hala ayaktadır.

3-Üslup    : Modern- Klasik

 

Modern-Klasik Üslup ile kastımız şudur:  

Camilerimize  münhasıran GERÇEK MİMARLIK paradigması ile yaklaşarak, geleneksel değerlerimizi yozlaştırmadan üzerine çağın değerlerini yükleyerek tasarlamak suretiyle elde edilen sonuç.

Gerçek Mimarlık ile,  sadece niceliğe önem veren soysuz bakış yerine geçmişinden aldığı disiplin, yöntem, üslup üzerine çağın değerlerini eklemeyi kastediyoruz.(mimesis değil)"   Mimesis: mimarlıkta kaba taklit

"CAMİLERDE GERÇEK MİMARLIK"  iddiamızın açılımı  şöyledir

a- Formel olarak : 

 

Bizce dini yapılarımızın formları ile uğraşmak gereksizdir. Çünkü, form yüz yıllar boyunca milletin algısında birkaç öge ile yer etmiştir. Bunlar minare, kubbe, ana yapının aşağıdan yukarıya doğru yumuşakça yükselmesi olarak sayılabilir. Formları değiştirmek, kubbe yerine piramit ısrarı, minareleri kaba, ayrıntısız ve özellikle gelenekten koparma gayretleri  bazılarınca modernlik olarak algılanıyor. Bu yaklaşım farklı alanlarda da tezahür ediyor. Şöyle ki:

 

  • Dekolte giyinerek özgür olduğunu sanmak,

  • Batı müziği dinlemek, Türk Müziğini küçümsemek,

  • Genel olarak batılı yaşam tarzına benimsiyormuş gibi yapmak ama,  toplantılarda, düğünlerde zoraki valsetmek (ediyormuş gibi yapmak) ama en sonunda "kendin olup"  içten gelerek çiftetelli oynamak.

 

Bunlar, son yüzyıllarda batıdan geri kalmamızın sonucunda müptela olduğumuz  körü körüne batı hayranlığının ortaya çıkardığı yüzeysel davranışlardır.

 

Biz yaşam tarzımızda olduğu gibi, mesleğimizde de camilere bu bakış açısı ile bakmıyoruz. 16. yüzyılda Mimar Sinan ile zirveye ulaşan cami formunu illa da değiştirmek için bir çabamız yoktur. Gerek te yoktur. Zaten geniş açıklıkları geçmek için en iyi geometri küre ( kubbe) ile yakalanır. Ancak, elbette günümüz teknolojisinin ve çağın gereklerini de camilerimize yansıtmak için çaba gösteriyoruz. Taklitten kaçınıyor, aslımızı inkar etmiyoruz. Birebir benzerini yapmıyoruz, aslından koparmadan geliştirmeye çabalıyoruz.

b-Yapı tekniği açısından 

Klasik camilerimiz yapıldığı dönemin mühendislik imkanları ile ancak ağırlığından kazandığı statik moment ile ayakta duran yapılardır. Bu nedenle büyük miktarda taş yığınları ile inşa edilmişlerdir. Çünkü ancak çok taş yığarak bunu yapabiliyorlardı. Oysa günümüzde mühendislik hesaplarını üstatlarımızdan çok daha ilerde yapabilecek imkanlara sahibiz. Bu imkanlar elimizde ise, o zaman bunu kullanmak gerekir. 

Biz de bunu yaptık. Ana yapıyı binlerce yıl doğa şartlarına mukavemet edebilen doğal taş ile, ama gereksizce taş yığarak değil, çekme bölgelerine yapılan mühendislik takviyeleri ile daha az taş kullanarak inşa ettik. Kubbeyi ahşap ile inşa ederek yapı toplam ağırlığını çok azalttık.

 

Bu şekilde tüy gibi hafif ama çelik gibi sağlam bir konstrüksiyon elde ettik.

Klasik formu bozmadan teknoloji kullanarak atalarımızın yaptığını daha ileri taşımak istedik. Herkesin yapması gerekenin de bu olduğuna inanıyoruz. "

4- Menfi Düsturlar
 

  • Cami altına müştemilat yapılmayacaktır. Hela ünitesi, klasik camilerimizdeki gibi uzakta yer alacaktır. Çünkü, cami yerden göğe kadar camidir.

  • Bodrum  kat yapılmayacaktır.

  • Beton ve çimento kullanılmayacaktır.

 

 

 

Cedvel-i Marifet-i Tahvil-i Sal ve Evkat-ı Meşhure

Yılın  önemli günlerini gösterir cetvel

5-Tezyinat

Dünyada inşa edilen lamine ahşap yapılardan örnekler :

Muhterem Cumhurbaşkanımıza projenin tanıtımından görüntüler.

.

bottom of page